2022 © Yarın Çözüm Araştırmaları Vakfı | Tüm Hakkı Saklıdır. | Sitemizde bulunan içerikler kaynak belirtilmek suretiyle başka sitelerde yayınlanabilir. | Sayfa Tasarım ve Düzenleme: Korkut Tasarım Ofisi
Biz Kimiz?
Eğer dünyanın sadece bize ait olmadığına inanıyor yeryüzünün bütün sahipleri adına daha iyi bir yarın için uğraşıyor, gözlerinizi kapadığınızda daha iyi bir yarını biteviye arzuluyorsanız açın gözlerinizi: Yarın ve cevabını aradığınız “BİZ” sizin katkılarınızla şekillenmeyi bekliyor.
“Siz de kimsiniz?” sorusuna cevap bulma gayesindeki sevgili ziyaretçi, merhaba.
Size, dünde şekillenmiş, dolayısıyla değişmez bir katılığa sahip, bir kimliği işaret eden bir “biz”den bahsedemeyeceğiz. Ancak bilinmezliğine nispetle vadettikleriyle sonsuz imkânları bünyesinde barındıran “yarın”da inşa edilecek bir “biz tasavvuru”ndan bahsedebiliriz. Bu biz, Türkiye Cumhuriyeti ortak paydasında buluşan ve gerek dünyamıza gerek ülkemize has sorunlardan farklı derecelerde de olsa etkilenen veyahut bu sorunların yarın’da sebep olacağı etkileri izale etmek için bugünden bir şeyler yapmanın gerekliliğine inanıp iradesini, birikimini ortaya koyan insanların bir araya gelmesiyle, çoğul zamiri sınırları içindeki bir “biz”dir.
Bir zaman terimi olarak yarın, birbiriyle ilişkili ya da değil pek çok faktörün etkisiyle muğlaklaşan, kestirilemez, öngörülemez bir geleceği işaret eder; ancak terimin içine gömülü belirsizlik bir yandan da onun değişime, gelişime, inşa edilmeye müsait doğasını sezdirir.
“İnsanın en büyük icadı nedir?” sorusuna bir Eskimo’nun “iglo”, bir çocuğun “oyun konsolu” diye cevap vermesi, önceliklerimizi ihtiyaçlarımızın ve arzularımızın şekillendirdiği gerçeğinin altını çizmekle kalmamakta, aynı zamanda “ilerleme” başlığı altında sıralanan, çağlara bölünerek fikrî ve teknolojik gelişmelerle izah edilen tarihî akışın, yani aslında insanın dünyadaki hikâyesinin bir özetini sunmaktadır. Hikâyenin katmanları ne kadar dallı budaklı, bu katmanları taşıyan iskelet ne kadar sofistike ve karmaşık olsa da konu hep aynı yere çıkmaktadır: İnsanlığın yorgun tarihini sırtlanan taşıyıcı sütunlar; iyi olmaya çalışan, iyiliği tavsiye eden ve bu düsturla yarın’ın inşası için tuğla taşıyan insanların bireysel veya kolektif çabalarının toplamıdır.
Dağ başında inzivaya çekilip düşünceye tomurcuk veren ve sonra benlikten arındırılmış hikmetleri bize sunan bilgelere, insanlığı sağaltan ve onun refahını yükseltecek yenilik ve buluşlara imza atan bilim adamlarına, evrenin derinliklerinden haberler getiren kâşiflere, insanların kalplerine dokunan her renkten ve her sınıftan iyilik timsallerine, dünyayı başka bir gözle seyredip gördüklerini bizimle paylaşan ressamlara, evrenin gizlediği melodileri duyuran bestecilere, kayanın içinde gizlediği anlamı yontarak çıkartan heykeltıraşlara, kelimelerin sırrına vakıf yazarlara ne kadar çok şey borçlu olduğumuzu öyle pek sık düşünmüyor olabiliriz, tamam; ama yeryüzündeki maceramızı anlamlı, anlaşılır ve güzel kılanların onlar olduğunu hepimiz bir şekilde biliriz.
İnsanlığın zengin hikâyesinin inşasında sözünü ettiğimiz türden duyarlı insanların sürükleyici ve taşıyıcı rolü olduğu muhakkaktır. Ancak bütün o yapıp etmeleri enerjisiyle güçlendiren, kışkırtan ve destekleyen bir fikrî gelişme adımı, köşetaşı mesabesinde bir kritik aşama vardır ki onu zikretmemek eksiklik olur: Her gün doğup vakti geldiğinde batan güneşin, kök salıp çiçeğe duran ağacın, birbirini takip eden mevsimlerin, gökyüzüne asılıymış gibi duran yıldızların, kısaca adına doğa kanunları dediğimiz sistemin kusursuz işleyişinin beslediği “yarın düşüncesi”nin icadı… Yarın tasavvurunun tabiî bir izdüşümü olan “daha güzel bir yarın kurma” düşüncesi, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ortaya çıkan arayışların ve bu yoldaki bütün iyiniyetli çabaların kök nedenidir.
İnsan; hataları, pişmanlıkları, yanlışları, eksikleri, ölümleri; bunlar yetmez bir yandan da mutlulukları, başarıları, sevinçleri, doğumları üst üste koyarak “dün”ü anlamlandırır. Oysa dün’ün akışkanlığı yoktur, olup bitmiştir ve değiştirilemezdir; zafer ve hezimetleriyle, mutluluk ve kederleriyle inşa edilen “dün” granit bir form gibi kırılmaz ve yıkılmaz bir katılığa sahiptir. Daha güzel bir yarın kurma düşüncesi ise, artık kaya gibi sertleşmiş geçmişi değiştirmeye çalışmak, mütemadiyen onunla hesaplaşmak yerine, elimizdeki “bugün”ü kullanarak dünün yanlışlarını aşmaya çalışmak cehdini, gayretini, takdirini, azmini ifade eder.
“Yarın”; anlam evreni, kültürel kodu, inancı, tarihi, coğrafyası, eğitim seviyesi, yaşı, cinsiyeti ne olursa olsun bütün insanlığın inandığı, şekillendirmek için gayret ettiği, “bugün”ü anlamlı kılan ortak evimizin adıdır. İnsanlığın bir evi, yaptıklarıyla şekillendirdiği dün ise; diğeri, vaat ettikleriyle ve yapacaklarıyla şekillendireceği yarındır.
Tekrar merhaba “siz de kimsiniz?” sorusuna cevap bulmak isteyen sevgili ziyaretçi. Bu soruya sizin cevap vermeniz gerekiyor artık. Çünkü yeryüzü hiçbir zaman sadece insanoğluna ait değildi, yağmurun, karın; nehrin denizin; ağacın çiçeğin; kurdun kuşun; toprağın kayanındı. İnsana ait olan tek şey ise iyi ya da kötü kendi eliyle hayata geçirdiği tasavvurları, hayalleri ve düşünceleriydi. Eğer dünyanın sadece bize ait olmadığına inanıyor yeryüzünün bütün sahipleri adına daha iyi bir yarın için uğraşıyor, gözlerinizi kapadığınızda daha iyi bir yarını biteviye arzuluyorsanız şimdi lütfen açın gözlerinizi: Yarın sizin katkılarınızla şekillenmeyi bekliyor, tıpkı ilk başta kim olduğunu sorduğunuz bizlerin de sizin sorularınızla, sorgularınızla ve katkılarınızla şekilleneceği gibi…